Kategoriler

27 Ekim 2014 Pazartesi

Sevsek mi sevmesek mi ? (Ardında Bıraktığın Kadın)

 Uzun zamandan sonra biraz da vicdan azabıyla başladığım bir yazımdan merhaba! Bu sene okul hiç bu kadar bunaltıcı ve yoğun olmamıştı ayrıca vizelerimin de başlamasına çok az kalması sebebiyle çok sevdiğim bloğumu birazcık ihmal etmiş olabilirim. Yazmanın en zevkli olduğu kısımla başlamak istedim, çünkü bu başlığı gerçekten çok seviyorum. Kitaplara daima iyi yönde eleştiri yapmaktan hoşlanmıyorum, bu yüzden objektif olmaya çalışarak yine sevsek mi sevmesek mi arada kalacağımız bir kitaptan daha bahsedeceğim. 




  


Öncelikle bu kitabı, Jojo Moyes'in Senden Önce Ben kitabına duyduğum aşırı sevgiye dayanarak aldığımı belirtmek istiyorum. Öyle bir kitaptan sonra haliyle beklentim yine üst seviyedeydi, ama ne yazık ki aradığımı bulamadım. Konusu ve karakterleriyle oldukça iddialı geliyor başta, özellikle arka kapak tanıtımı kesinlikle ilgi çekici kabul etmeliyim ki.


                                               Ardında bıraktığın kadını hatırlıyor musun?


''Genç ve güzel Sophie ; savaşa giden ressam kocası Edouard'ın yokluğunda ailesini ne pahasına olursa olsun korumaya kararlıdır. Ancak işlettikleri otel bir Alman komutan ile askerlerine hizmet vermek zorunda bırakıldığında huzurlu evleri, korku ve gerilimin yuvası haline gelir. Ve tehlikeli Alman komutan, Sophie'nin büyüleyici tablosuna tutkuyla bakmaya başladığında artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlaşılır...

Neredeyse bir yüz yıl sonra Sophie'nin göz alıcı tablosu Liv Halston'ın evinde asılı durmaktadır. Ölen kocasının hediyesi olan bu tablo, Liv için tüm anılarını gömdüğü bir hazine gibidir. Ancak şans eseri tablonun karanlık geçmişi gün yüzüne çıktığında Liv'in hayatı bir kez daha alt üst olmanın eşiğine gelir... ''

                                                           ---------------------------------               


Öncelikle kitaptan bolca İkinci Dünya Savaşı tasviri ve tarihi detay bekliyorsanız, beklentilerinizi çöpe atabilirsiniz. Kitabın başlangıcı oldukça sürükleyici ancak, bir süre sonra karakterlerin daha da derinlerine inmek ve yaşadıkları dramı ve acıyı daha derinden hissetmek istedim. Tablo'nun tasviri oldukça başarılıydı, bunu kabul etmeliyim zira gözümde canlanmayan tek bir ayrıntısı bile yoktu, okuyanlar varsa eğer ne demek istediğimi anlayacaklardır. Ancak, Sophie'nin esir tutulduğu sürece yaşadıklarını ve bana hissettirdiği duygusallığı ayrı tutarsak, tek başarılı tasvir buydu diyebilirim.Ayrıca, kitabın ana unsurlarından olan Sophie ile Alman komutan arasındaki ilişkinin ne boyutta işlenmesi gerektiğine bence yazar da karar verememiş gibiydi. Sophie kutsal bir kadın olarak mı lanse edilmeli yoksa her insan gibi aşkı uğruna yaptığı hatalar da olmalı mı ikilemine düşmüş gibiydi sanki. Ortada işlenebilecek bolca malzeme ve harika bir konu var ancak, geçmiş ile bugün arasındaki zaman geçişi ne yazık ki benim açımdan tatmin edici değildi, sonu baştan belli bir filmi izler gibi hissettim. Keşke Liv ve onun eşiyle arasındaki ilişki daha derinlemesine işlenseydi,  yazar ikisine de yer vermeye çalışmaktan ne tam olarak Sophie'nin hikayesine önem verebilmiş ne de Liv'inkine. Liv'in tabloya sadece eşinden kalan bir hatıra olarak bakmadığına tam olarak ikna olamadım, bu şekilde lanse edilmese de olurdu bence. Devam kitabı olarak işlenseydi daha başarılı olur muydu sorusu aklıma gelmiyor değil ne yazık ki, önceden de belirttiğim gibi sonradan alışsam da zamanlar arası geçişler hikayeyi sadece daha da karmaşık hale getirip, detayları bulanıklaştırmış. Tablo'nun etkileyici öyküsüne ve karakterlerin başarılı olma potansiyellerine yazık olmuş diyebilirim. Yine de geçmişe ve özellikle benim gibi savaş hikayelerine meraklı olanlar varsa okumasınlar demiyorum ama beklentiler çok da yüksek tutulmasın.


                                                             -------------------------------------

 Farkettim ki içinde mahkeme, dava ve muhteşem tablolar barındıran her kitap benim için çok ilgi çekici. Eğer sizin de kendinizde farkettiğiniz, olmazsa olmaz dediğiniz unsurlar ve beklentiler varsa benimle paylaşırsanız çoook mutlu olurum. Bu konuda ve diğer her konuda yorumlarınızı bekliyorum! :)







1 yorum:

  1. canim benim ikinci dunya savasi degil birinci dunya savasi

    YanıtlaSil

Yorumlarla yaşıyoruz